Genel
Mustafa KutluÂ’nun Bir Demet Ä°stanbulÂ’u
'Bir Demet İstanbul' kitabında Mustafa Kutlu'nun İstanbul ile ilgili 25 yıla yayılan yazıları derlenmiş. Sedat Palut yazdı.
Napolyon’un “Dünya bir ülke olsaydı baÅŸkenti Ä°stanbul olurdu” dediÄŸi rivayet edilir. Ne kadar doÄŸrudur bilinmez ama zamanında Ä°stanbul’un birçok devletin iÅŸtahını kabarttığı bir gerçek. Deli Petro da 17. yüzyılda Avrupa’yı gezip kabuÄŸuna çekildikten sonra ülkemi nasıl kalkındırabilirim sorusunun cevabını sıcak denizlere inmek ve sanayileÅŸmekte görmüş. Sıcak denizlere de Ä°stanbul üzerinden inme gayretinde… OrtodoksluÄŸun merkezi… Ä°ki büyük imparatorluÄŸa, Bizans’a ve Osmanlı’ya baÅŸkentlik etmiÅŸ bir ÅŸehirden bahsediyoruz.
Her gün adımladığımız, ÅŸarkılara, filmlere, ÅŸiirlere konu olmuÅŸ bu büyük ÅŸehrin biraz daha yaÅŸlandığının farkına varamıyoruz. Zira yetiÅŸmek zorunda olduÄŸumuz çok sayıda iÅŸ var. Bu yoÄŸun tempo esnasında, gönüllerimizin baÅŸkentindeki deÄŸiÅŸimi, nasıl yıprandığını pek fark etmiyoruz, edemiyoruz. Bence Ä°stanbul’da zamanın ruhu çok farklı akıyor. Biz, bu ÅŸehrin mensupları olarak o ruhu gün geçtikçe kaybediyoruz. Allah’tan bizim gibi duyarsız olmayanlar var. Bu güzel ÅŸehir üzerine düşünüp yazan, ona hak ettiÄŸi deÄŸeri veren yazarlarımız var. Mustafa Kutlu bu üstadlarımızdan biri… Dergâh Yayınları, Bir Demet Ä°stanbul adını verdiÄŸi kitapta üstadın 25 yıla yayılan Ä°stanbul ile ilgili yazılarını derlemiÅŸ.
O hassasiyetler kalmadı
Ãœstad, büyük ÅŸehirlerde zamanla otellerin, insan tiplerinin, sokakların, giyim kuÅŸam modasının, alışveriÅŸ mantığının, vs. gittikçe birbirine benzediÄŸini söylüyor. Bu güzel ÅŸehrin küçük detaylarını kaçırdığımızı bizlere hatırlatıyor. “Bir ÅŸehre ruhunu veren, o iklimin, o coÄŸrafyanın, o kültürün, o ÅŸehri yapan insanların birlikte kotardıkları biricik oluÅŸtur. Mesela Ä°stanbul ve Bursa için erguvan vazgeçilmemesi gereken bir aÄŸaçtır. Åžehrin erguvana ihtiyacı vardır. Erguvan pembesinden arındırılmış bir BoÄŸaziçi, baharda gelinini yitirmiÅŸ duvaÄŸa benzer.” (S.10)
Ãœstad, bir çiçeÄŸin ait olduÄŸu ÅŸehri bizlere hatırlatırken yine buradaki gündelik hayatta basit ama basit olduÄŸu kadar da etrafındakileri mutlu eden mahalle kavramına, ondaki deÄŸiÅŸime dikkat çekiyor. Osmanlı’da mahalleler çıkmaz sokaklarla örülü bir ÅŸekilde oluÅŸurdu. Ä°mam, devletin o mahalledeki temsilcisiydi. “Mahalle sakinlerinin sicillerini tutmak; doÄŸum, ölüm, evlenme, boÅŸanma gibi olayları takip etmek; mahallenin huzurunu bozanlarla uÄŸraÅŸmak görevleri arasındaydı.” (S.23) Pencereler karşı komÅŸunun mahremiyetini bozmayacak yerlerde açılır, evlerin ana kapıları birbirlerinin karşılarına denk gelmeyecek ÅŸekilde yapılırdı. Ä°nÅŸaat sektörünün ÅŸehri büyük bir iÅŸtahla sardığı günümüzde ne yazık ki bu hassasiyetler ve insan sıcaklığı kalmadı.
Ãœstad kitabında sadece geçmiÅŸ romantizmi yapmıyor. Kitabının önemli kısmında, yıllarca bu ÅŸehirde yaÅŸamış bir aydın olarak, ÅŸehrin sorunlarına kafa yorduÄŸunu ve oldukça yapıcı çözümler önerdiÄŸini görüyoruz. 25 yıla yayılan yazılar içerisinde Mustafa Kutlu’nun öngörülerini, özellikle Suriçi dediÄŸimiz bölge için neler yapılması gerektiÄŸine dair mimar hassasiyetli göndermelerini okumak oldukça ilginç. Bu noktada 25 yıl içinde Ä°stanbul’daki deÄŸiÅŸimi üstad Mustafa Kutlu’nun satır aralarında görmek isteyenlere tavsiye edebileceÄŸim güzel bir kitap, Bir Demet Ä°stanbul.
Sedat Palut - Dunya Bizim
Mustafa Kutlu, Bir Demet İstanbul, Dergah Yayınları.
Henüz yorum yapılmamış.